Rekabet çoğu zaman ilerlemenin aracı olarak görülür. Oysa Evrim Çalkavur’un üçüncü kitabı olan “Rekabet Etmeden Yaşamak” adlı eser, kurum kültüründe sürdürülebilir gelişim ve öğrenmenin, işbirliği ve farkındalık temelli düşünsel modellerle mümkün olabileceğini savunuyor.
2009 yılında yayımlanan ve dördüncü baskısına ulaşan kitap, bir kurumda öğrenen organizasyonun yerleşebilmesi için sadece davranışların değil, o davranışlara yön veren düşünsel modellerin de dönüşmesi gerektiğine işaret ediyor.
Yazarlar, “rekabetçi, kazan-kaybet” düşünsel modelinin bireyler ve kurumlar üzerindeki etkilerini; eğitimden yönetişime, kişisel ilişkilerden kurumsal karar süreçlerine kadar pek çok alanda örneklerle analiz ediyorlar. Bunun karşısına ise “bütüne odaklı, kazan-kazan” işbirliği yaklaşımını koyarak, daha bütüncül ve sürdürülebilir bir kurumsal öğrenme zemini öneriyorlar.
Bu kitap:
- Kurum içinde sağlıklı bir öğrenme ortamı oluşturmak isteyen liderler,
- Organizasyonel dönüşüm hedefleyen yöneticiler,
- Rekabetin ötesine geçmek isteyen ekipler için güçlü bir içgörü kaynağıdır.
“Rekabet Etmeden Yaşamak”, Evrim Çalkavur’un Öğrenen Organizasyon Yolculuğu ve Hayatı Yorgun Yaşamayanlar kitaplarıyla birlikte düşünüldüğünde, öğrenen organizasyon felsefesini hem kuramsal hem de pratik düzeyde kavrayabilmek için eşsiz bir yapı sunuyor:
📘 Öğrenen Organizasyon Yolculuğu, bir kurumda öğrenme kültürünün nasıl yerleşebileceğini gerçek hikâyelerle anlatıyor.
📗 Hayatı Yorgun Yaşamayanlar, bu yolculukta insanın duygusal kaynaklarını keşfetmesini sağlıyor.
📕 Rekabet Etmeden Yaşamak ise, bu kültürün önündeki en büyük engellerden biri olan “rekabetçi düşünsel modeli” sorgulayarak iş birliği temelli sistemler kurmanın önemini vurguluyor.
Bu kitaplar, ayrı ayrı okunabilse de bir bütünün parçaları olarak birbirini tamamlıyor ve kurumsal dünyada dönüşüm yaratmak isteyen herkes için güçlü bir pusula sunuyor.